SUMMARY
Türkiye’de farkli tarzlarda nitelendirilmekle birlikte bir felsefe etkinligi vardir. Varolan felsefe etkinligi dayandigi zeminler, ilgilendigi sorunlar, elde ettigi birikimler ve yöneldigi hedefler bakimindan yaklasik bir asirdir da düzenli olmamakla birlikte kisa araliklarla sorgulanmaktadir.1 Bir felsefe gelenegi olusturmak veya mevcut düsünce gelenekleri ile baglantili olarak yeniden yapilandirma gayretleri ile felsefe etkinligimiz kendini dünya felsefeleri ile mukayese etmeye ve dünya felsefesi içindeki yerini görmeye de çalismaktadir.2 Bütün bu çalismalarin baslangiçta ‘Bizde Felsefe’, veya ‘Türkiye’de Felsefe’ seklinde yapilirken son zamanlarda Türk Felsefesi basligi ile yapilmakta olusu -deyimin muhtevasi için düsünülenler farkli olmakla birlikte- felsefe etkinligimizin kendine güveninin olustugu seklinde anlasilabilir. Bu deyimle kastedilenlerin ortak yönü –her ne kadar bazilari Türkçe’yi felsefe için yeterli görmese de- Türkçe’de yürütülen felsefe etkinligidir. Diger konular söz konusu oldugunda zaman zaman kendini gizleyen yanli bir bakis açisi ile baziçalisma tarz, konu ve türlerini felsefe olarak kabul etmeyen anlayislar oldugu da görülebilmektedir. Hatta felsefeciligi ve felsefe ögretimini ancak belli türden kisilerin vermesi gerektigi seklindeki bir yaklasimla bir sinif tesekkülü veya uzmanlik taassubu fikrini uyandiran yaklasimlar sezilmektedir. Felsefe egitiminin orta ve yüksek okullarda yer almasindan bu yana süren bir ayrilikla felsefeyi3 Islam felsefesi/Islam Düsüncesi ekseninde anlayanlarla Bati Düsüncesi/Aydinlanma akimi veya Bati Düsüncesi/ Yeni-Pozitivizm/Analitik felsefe seklinde düsünenlerin bir mücadele içinde olduklari ve hatta Z.Direk’in ifadesi ile ‘kutuplasma’4 içinde olduklari görülmektedir.5 Felsefe etkinligini belli bir akima, belli bir alana, belli bir medeniyet çevresine ve belli bir tarihsel döneme hasretmenin mesruiyetini sorgulamaksizin savunulan bu görüslerin degerlendirmesi bu yazinin konusu disindadir.