SUMMARY
Anlatmaya dayali türler içinde gerçek ya da gerçege yakin olaylarin aktarildigi halk hikâyeleri, toplumsal hafizanin yüzyillar boyunca sonraki kusaklara biraktigi kültür miraslari olarak görülmektedir. Bu anlatilar edebî ve tarihî degerleri bakimindan son derece kiymetli bir o kadar da zengin bir içerige sahiptir. Çalismada, kültürel bellekte yer etmis olan Tahir ile Zühre hikâyesi, 1952 yapimi “Tahir ile Zühre” filmi ve çagdas tiyatro örnegi “Tahir ile Zühre” oyunu mukayese edilecektir. Bu karsilastirmada ilk önce Tahir ile Zühre hikâyesi incelenecek, motifler ve epizotlar baglaminda anlati aktarilacaktir. Ardindan Ömer Lütfi Akad’in yazdigi ve yönettigi, basrollerini Sezer Sezin ile Kenan Artun'un paylastigi “Tahir ile Zühre” filminin olay örgüsü sunulacaktir. Son olarak Hayrettin Filiz’in kaleme almis oldugu “Tahir ile Zühre” tiyatrosu bu çerçevede degerlendirildikten sonra anlatilarin metinlerarasilik baglaminda uyarlama, esinlenme, yeniden yaratma yönünden mukayesesi yapilacaktir. Anlatinin çesitli formlarda yeniden yazilmasi etrafinda ana motiflerin yeni metinlere yansimasi tahlil edilecektir. Çalismada Tahir ile Zühre hikâyesinin dönüsüm süreci, hikâyeden sinemaya, sinemadan tiyatroya anlatinin degisim serüvenini aktarilacaktir.