SUMMARY
Sinema, genel anlamda gazetecilere 1930’lardan, kadin gazetecilere de 1940’lardan itibaren siklikla yer vermekte, filmlerde tekrarlanan basmakalip karakter özellikleri ve çatismalarla gazetecilere yönelik belirli imajlar ile ayrica “özgür basin”in nasil olmasi gerektigine yönelik mitler insa edilmektedir. Buna karsin filmlerde gerek kadin gazetecilerin gerekse basinin nasil sunulduguna dair sinirli sayida akademik çalismalar bulunmaktadir. Bu noktada makalede, ana karakterin kadin olmasi ve gerçek hayattan alintilanmasi, ilk kez kadinin medya organi sahibi olarak resmedilmesi, filmin basinin yayimlama özgürlügüyle ilgili gerçek bir tarihi basariyi beyaz perdeye tasimasi ve gazetecilige dair gösterime giren son film olmasi dolayisiyla The Post filmi seçilmistir. Filmde, bir yandan kadin gazetecinin filmlerdeki imaji, diger yandan da “özgür basin” söylemleri incelenmektedir. Bu baglamda filmde karakter analizi açisindan, filmin klasik anlati yapisi sunmasi ve “kahraman” arketipine oturmasi nedeniyle Joseph Campbell ve Christopher Vogler’in kahramanin/yazarin yolculugu temel alinmakta ve bu sema üzerinden kadin gazetecinin yolculugu ile bu süreçte kurulan mitler ve insa edilen kadin gazeteci imaji irdelenmektedir. Ayrica, Michael Ryan ve Douglas Kellner’in belirttigi gibi filmlerin dönemlerinden bagimsiz olmadigi, siyasi çatismalarin alani oldugu ve günümüze dair mesajlar sundugundan yola çikarak makalede, The Post vasitasiyla özgür basina yönelik kurulan söylemler, teshise yönelik söylem analiz yöntemiyle ele alinmaktadir. Bunlar sonucunda, makalede, yolculuk analizinde, filmin ana kahramani Kate Graham’in “evcillestirilmis”, sirket yönetiminde erkek egemenligini kabul eden ve iktidarlara karsi çikmaktan çekinen nesne konumundaki bir kadindan, kararli, bagimsiz bir özne’ye, sirket sahipligine ve gerçek ideal gazeteciye dönüsümünü görmekteyiz. Bu noktada bir yandan “sobsister” gazeteci özelligini tasiyan Graham, bir yandan da bu konudaki mitleri kirmakta, Hollywood’un güçlü kadin gazeteci imajini desteklerken, kadin gazetecilere yönelik ev-is, ask-is çatismalarini ise yikmaktadir. Teshise yönelik söylem analizinde de hem Graham hem de filmde katalizör kahraman olarak Ben Bradlee üzerinden temelde “özgür basin miti” insa edildigi, basinin kamuoyunun çikarlari için hayati rolüne dair söylemlerin pekistirildigi görülmektedir. Bu baglamda film, özgür basinin “dost” ve “zorba” ayrimina gitmeden iktidarlara mesafeli davranmasi ve kamuoyunun çikarlarini temel almasi gerektigi konusunda uyarilarda bulunmaktadir. Aslinda Pentagon Belgeleri’ni ilk olarak New York Times ortaya çikarmasina ragmen filmde The Post’un sürecine odaklanilmasi, filmlerin dönemlerinin egilimlerini yansitmalari ve gelecek öngörüleri açisindan degerlendirildiginde, günümüz basinina önemli mesajlar göndermektedir ki bu da artik sadece haberi ilk yayinlayan organ olmanin yeterli olmadigi, iktidar iliskileri, sirket çikarlari ve reyting kaygilari dolayisiyla “kendilik-tüketimi” yerine basinin, kamu çikarlari ve basin özgürlügünün devami için birlik içinde, temel ilkelerine sahip çikarak iktidarlari sorumlu tutmasi ve kamunun çikarlarini koruma gerektigi çagrisi yapilmaktadir.