SUMMARY
XX. yy. Rus yazininin önemli isimlerinden Mihail Afanasyeviç Bulgakov da diger birçok çagdasi gibi döneminde çesitli baskilara maruz kalmis, yapitlari sansüre ugramis, yalniz birakilmistir. Çalismalari, döneminde okura ulasmamis ve anlasilmamistir; birçok Rus yazar gibi ancak ölümünden sonra degeri anlasilmistir. Böyle bir baski ortaminda kendini açikça ifade edemeyen Bulgakov, Fransiz oyun yazari Molière’in yasami ve yapitlari araciligiyla dolayli yoldan kendini ifade etmeye, düsüncelerini savunmaya çalismistir. Bu çalismada, yazarin Molière Efendi adli yapiti Molière’in yasami ve yapitlariyla birebir karsilastirmaya girisilmeksizin çözümlenerek, onun araciligiyla Rus yazarin kendini savunmasi arastirilmis ve yapittan örneklerle ortaya konmaya çalisilmistir.